HERKES ÖNCE KENDİ HAYATINI İYİLİKLER ÜZERE BİNA EDERSE TÜM DÜNYA TEMİZLENECEK VE GERÇEKTEN “İYİLİK” DÜNYAYI KURTARACAKTIR.
“İyilik yapmak” cümlesini duyduğumuz zaman çoğumuz büyük beklentiler içine girer hatta birine iyilik yapmak isteyip de yapamayacağımızı bile düşünürüz. İyilik dediğimiz şey aslında çok ufak ayrıntılarla samimiyette gizlidir. Bizim “Böyle iyilik mi olur?” diyebileceğimiz şeyler başkaları için çok büyük anlamlar ve manalar ifade edebilmektedir. Samimi olarak yapılan iyilik öyle bir şeydir ki her kim ve her ne olursa olsun karşınızdakinin kalbinde taht kurar ve iliklerinize kadar hayatın anlamını size yaşatır. Çünkü iyilik fıtrattan gelen öyle bir mânâdır ki âmâ olan onu görür, sağır olan onu duyar ve dilsiz olan onu konuşur.
“İyilik” sadece tek bir gün için değil hayatta olduğumuz sürece devam edecek ve bize yaşamın gayesini idrak ettirecek bir şeydir. Eğer siz de sadece zerre kadar iyiliğin bile tüm dünyayı değiştireceğine inanıyorsanız hayatınızı samimi iyiliklerle doldurun. Herkes önce kendi hayatını iyilikler üzere bina ederse tüm dünya temizlenecek ve gerçekten “iyilik” dünyayı kurtaracaktır. Çünkü iyilik üzere olmak ve yaşamak, ilahi iradeye uygun şekilde davranmak ve fıtratta var olan duyguyu hissederek hakiki mutluluğa ve huzura ulaşmaktır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “İçinizden, insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir” (Âli İmrân, 3/ 104).
“Kim iyilikte bulunarak kendisini Allah’a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara Suresi, 112)
“Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.” (Bakara Suresi, 195)
“İyiliği emretmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın, günah işlemek ve düşmanlık yapmakta yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allah’ın azabı çok şiddetlidir” (Maide Suresi, 2)
“Şüphesiz Allah korkup sakınanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir.” (Nahl Suresi,128)
Dolayısıyla iyiliğin, hayatın bütününü ilahi iradeye uygun şekilde yaşamak olduğu ayetlerle de ifade edilmektedir. Bu minvalde, iyilik binasının temeli olan en sağlam ve en geniş alanı iman oluşturmaktadır. Dinin hayata yansıyan bütün unsurları bu temel üzerine inşa edilmektedir. Nitekim Kur’an’ın iyilik tarifi sırasıyla iman, infak, ibadet ve ahlak unsurlarını içermektedir. Yine Kur’an iyiliği kısaca “takva sahibi insanın davranışı” şeklinde tarif eder. Takvanın, Allah’ın emir ve yasaklarını çiğnemekten sakınmak anlamına geldiği hatırlanacak olursa, iyi insan olmak için iyi Müslüman olmak; iyilik yapmış olmak için de Müslümanca bir hayat yaşamak gerektiği anlaşılmaktadır.
Oğuzhan Kundak (Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Hukuku Araştırma Görevlisi)
Furkan Yüksel (Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis Araştırma Görevlisi)

#

No responses yet

    Bir Cevap Yazın